A
|
ASKLEPİON
M.Ö. 4'üncü yüzyıla uzanan geçmişiyle Asklepieon Sağlık Kenti,
mitolojideki sağlık tanrısı Asklepieos'a adanarak yapılmış ve M.S.
5'inci yüzyıla kadar, ünlü bir tedavi merkezi olarak etkinliğini
sürdürmüştür. Bergama'nın eski çağlarda önemli bir sağlık kenti olduğunu
ispatlayan Asklepieon'un giriş kapısı, bu gün Viran Kapı adıyla ayakta
durmaktadır.Bu kapıda 'ölümün girmesi yasaktır' yazdığı ve
girişte muayene edilenlerden tedavisi mümkün olmayan ölümcül hastaların
içeri alınmadığı bilinir. İçeri alınan hastalar, 650 metre uzunluğundaki
kutsal yoldan yürür, bugün bile içilebilen şifalı sudan içer ve bununla
yıkanır, daha sonra hastalığın tedavisine başlanırdı.
Buluntulardan,ameliyatların da
yapıldığı anlaşılan Asklepieon'da ilaçla, bitkilerle, müzikle, su, çamur
ve güneş banyolarıyla tedavi uygulanırdı. Galenos gibi ünlü hekimleri
yetiştirdiği bilinen Asklepion'da tıbbın simgesi yılanlı sütun da
bulunmaktadır. Asklepieon'da ayrıca, günümüzde de kullanılan 3500
kişilik bir tiyatro mevcuttur. Bu tiyatro, sarı kayalığın yontulması ile ortaya
gelen yarım daire biçimindeki oyuğa oturtulmuştur. Su sızıntılarından
tiyatroyu korumak için de, alt
katında kayaların
oyulması ile bir kanal açılmıştır.
Tiyatro ortasında bir
koridor ile ikiye bölündüğü gibi, dikinede beş
bölüme ayrılmıştır. 14 basamak oturağı bulunmaktadır.Oturma sıraları bugün
onarılmış olup, her yıl kermes şenliklerinde oyunlar
verilmektedir. Basamakların en üstünde iyonik sütunlu galeri arkadan tiyatroyu sarar
ve akustik özellik verir. Alt bölüm ile sahne arasındaki yarım daire biçimindeki
alan, orkestra denilen yerdedir Tiyatronun sahne duvarı beş kapılı ve üç katlı idi.
Tiyatronun çapı 60 metre olmaktadır. Loca önündeki Baküs heykeli eğlenceli yaşamın
bir simgesiydi. |
ASKLEPİONDA TEDAVİ
Asklepiona inanarak,buraya şifa bulmaya gelen hastaların
tedavisi,her şeyden önce temizlenerek, iyileşme amacı ile tanrıya dua edip,adak
adadıktan sonra,uykuya yatıp,uykuda görülen rüyanın yorumlanması ve telkin esasına
dayanıyordu.Şifalı kutsal su ve çamur banyoları,yararlı otlardan yapılan
ilaçların yanısıra müzik,düzenlenen törenler ve temsiller tadavi yöntemleri olarak
kullanılmıştır.
Bu tedavi yöntemleri ve metotları özellikle rüya ile ilgili
bilgilerin çoğu,kazılar sonucu ele geçen adak taşları ve yazıtlarınokunması
sonucu öğrenilmiştir.İyileşmeyecek ağır hastalar ve doğumlar asla içeriye alınmazdı.Uzak yerlerden
bitkin ve yorgun gelen hastalar propylon avlusuna alınır,muayene edilir,teşhis
konur,iyi olacak gibiyse asklepiona girmesine izin verilirdi.Hekimler hastaya
"yat,uyuyuncaya kadar dua et,Tanrı senin derdinin devasını sana bildirecektir.Ne
görürsen,ne duyarsan bize anlat" diye telkin ederlerdi.
|
|