KÜLTÜR ve SOSYAL YAŞAM

 
   ANASAYFA
   Galinos (Galien)
   Bergama büyükleri
   Bergama türküleri
   Giyim Kuşam
   Söylenceler
   Maniler
   Düğün merasimleri
   Bergama Destanı
   Sevgili Bergama-şiir
   Bergamam

 

 

 

 

 

 

 

Hazırlayan Dr.Mustafa cırban

mcirban@ttnet.net.tr

       BERGAMA DESTANI

       Mermeri konuşturan, tuncu yoğuran.minareyi eğri durduran Yunanlı Romalı/Selçuklu Osmanlı elele vermiş Bergama'da.
       Çam fıstığı dağlardan yağlanır gelir. Efeler Kozaktan şahlanır gelir.
Yediden yetmişe milletin bir dağlıya kalkar bir harmandalıya. Davulun gümbürtüsü, zurnanın peşrevi üçyüzdeğil, beşyüz değil, bir meydan bulsunlar efe milletime. Bengiyi 50 milyon türk oynar.
Sen Bergama'sın, mermersin, mabetsin saraysın. Bir güneşli Nisan sabahı ölümsüz ruhların göğe yükselir, büyük ayin yapılır Zeus Sunağı'nda. Tanrılar, iyiye güzele kurban.
Artemis gelir. Demeler gelir, sanat su gibi aziz ekmek gibi mübarektir. Kutsal sayılır, ressam, mimar ve şair.
Şair Horasatan dinleyelim şimdi Bergama'yı    :
Arı kovanı gibiymiş suların başı. Neşe, mavi kuşlar misali öter durumuş gönüllerde. Ozaman devaymış her derde Bergama'nın toprağı taşı.
Sonra, Galinos Hekim yaşarmış Bergama'da, Hekimleri piri. Aynı şifa çeşmesinden beslenirmiş zengini fakiri.
Sen Bergama'sın, huzursun, bereketsin ilk çağın gümüş aydınlığında, iyi davranış, güzel hareketsin.
Tiyatroların dolup taşardı temsil günleri. Asirostan, Sofoklesten, Oripidesten sesler gelir yansırdı beyaz mermerlere. Doğruluk, Erdem, Tanrı sevgisidir Nisan yağmuru gibi serpilirdi gönüllere.
Kral Oidipus, Antigone, Elektre bahsız insanların kara kaderi. Buruk bir acıyla sızlatırdı yürekleri.
Bir beyaz ışık harmanı, izleyen güzelin, doğrunun, iyinin, eşsiz türküsünü söyler durur, o dallar bahçemizde.Renk renk en güzel meyvaları oldurur omuzların barışın yeşil çelekleri, gülümser ilk çağın Bergama'sından sanatın ve aşkın sevgilileri.

Sen Bergama'sın cansın, kemersin, çınarsın tüm çağlar üzerinde görkemli sesler esen, pırıl pırıl rüzgarsın. Batı orta çağın karanlığında sen ışık ışık yanarsın. Bir ince minare bir ince çiğ. Selçuklu zerafeti süsler içini. Ulu camide ulular,Nihaventten kuran okunur. Bergamalı Kadri üstadımız, bir sihirli kalem almış eline, Türk diline çevreler durur.

Koyun Köprüsünün taşları yüzyıllardır geçit verir. Paşaoğlu İsmail ağamız Muradivendigardan selam getirir.Altına doymuş gönlü hünkardan mülk istemez ama cömerttir Padişah Murat, ishanından nasipsiz kalmasın derdi.Bergama Kınık yolunda bir tepeye çıkarsınız, ismail'in sol gözünü kaparsınız, sağ gözüyle gördüğü her yer bundan böyle onun olur.
Kavlinizce namı Paşa oğludur.
Sen Bergama'sın, beysin, ağasın, efesin. Madra dağında Türkmen kilimi. Kozak yaylasında alevi gelinisin.Bazen dört nala giden doru kısrak üstünde rüzgarda savrulan çevresin. Bazen kalkın ey ehli vatan derler. Savaş meydanlarından gelir sesin. Karesi Bey'in otağı kurulmuş P'armakbatıranda. Tosun Paşam şehit olmuş, atlara karşı duranda. Taş gülleler sızım sızım sızlanır.
Çok sürmez intikamı erlerimizin. Bir şanlı fermanıyla Orhan Gazi'nin Bergama Ali Osman ülkesine katılır. Bir bereket dönemi başlar, sadıcım kapı kapı, tarla tarla yeniden filiz verir sanat aşkımız. Camiler konuşur, çiniler konuşur,tarihin beyaz gülüşlü kenti dolup taşar en güzel anılarla.

Efeler diyarı Kozak ilinden mor kanatlı Kartallar havalanır, erliğin yiğitliğin simgesi. Davul zurna sesleriyle dağ taş yıkılır. Düğün bayram havası içinde ovaya yayılır Bergamalılar. Bağlar kurulur Bakırçay kıyısında. Sarkar sulara salkım salkım üzümler. Cirit cop oynanır şeytankırıda. Bir türküdür söyler genç ihtiyar 'Aman aman Bergama, kazan kazan ver bana.'

Verir Bergamalım, verir gönülden. Cami dersin kubbesi göklere yükselir. Kemer dersin dağları aşar gelir.Mohaçlara, Çaldıranlara, Sakaryalara, nice koç yiğitler gönderir.

Sen gül ki heybe, sen dal ki heybe, sen elleri kınalı, gözleri sürmeli Kozaklı gelin. Yazmanda fıstık yeşili, yarensin.

Cümbüşü şalvarında. Düğün dernek gizlenir. Mavinde, allarında sen Kozak efesi, kartal kanadı cepkenin rüzgar gibi oyununla, dalgalar gibi yükselirsin. Sonra köpük köpük düşersin milletimin dizlerine. Erkek sesin, duruşun, toprağa diz vuruşun ürpertir insanı hazla. Ya çift zurnayla, ya meydancıl kervan kervan yayla, bengi bengi yola koyulusun, sen Bergamasın, yiğitsin, incesin, mertsin, yediden yetmişe konukseversin. Yediden yetmişe cömertsin. Mayısın son haftası geldi mi davul zurna sesleri duyulduğunda kermes başlıyor demektir. Dört koldan kente iner Kozak yaylasında aşk üstüne türkü yakan efeler. Dengine de deli gönül dengine, gençler gelir cirit kalkan cengine. Basma dolamış kahramanlık şalım, bir kartal heybeliyle çıkmış meydana Hasan Çakı oynuyor, yiğit harman dalım. Sandıkta salınıyor yetmişlik sandık efe, bir ok gidecek sanki gösterilen hedefe, güvende çalıyor genç kız Güngör Bayatlı. Bir kuş gibi uçuyor, türkülerden kanatlı, çağlaya da deli gönül çağlaya.

Beşyüz efe birden kalkar dağlıya, oynanıyor rüzgar gibi oyunlar dal gibi elleri şakıdıkça uzuyor efeler sanki içimizde bir yanardağ var gibi. Sonra akın akın gelir köylerden atlılar, dört nala cepken savurur. Kermes bir sanat bayramıdır, sadıcım. Milletimin gözlerine yiğit şavkı vurur. Ermesi de deli gönül ermesi. Gel kardeşim Bergama'da gör kermesi. Sen Bergama'sın, büyüksün, soylusun, özgürsün. İyilik, doğruluk, güzellik, uğrunda seve seve ölürsün. Kurtuluş savaşı senin destanın. Dağlıya kalkar gibi omuz omuz yürüdün düşman üstüne. Alnım ak ettin vatanın. İlk çağda düşen mermer, orta çağda konuşan mabetler, yeni çağda yükselen bilgi, yakın çağda sanatın eseri sonsuza kadar dalgalanacak ellerinde özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet. Deriyi kağıt yapan, mermeri ağıt yapan Bergama. Suları sağlık veren, güneşi huzur getiren, Bergama efesi, yiğidin hası. Toprağı altın yuvası Bergama. Fıstğı çam fıstığı, dizi fakir yastığı, Bergama. Sofrası gani, gönlü cömert, kızı kızanı mert, Bergama. Hem hayal, hem gerçek, dağı taşı çiçek Bergama. Sanatı bilezik,bağrı güzelleri ezik, Bergama.Dilerim sanatçı yiğit, ellerin hiç dert yüzü görmesin.